Last Updated on 5 Mart 2022 by Aslıhan Demiralay
Kurtarma Mesafesi Romanına Bir Yorum
Kurtarma Mesafesi-Samanta Schweblin
Ben hep en kötü olasılıklara kafa yorarım. Şu an bile kafamda hesap yapıyorum, Nina birden havuza düşerse arabadan çıkıp koşarak ona ulaşmamın ne kadar süreceğini hesaplıyorum. Kızımla aramdaki değişken mesafeye verdiğim isim “kurtarma mesafesi”, günlerimin yarısını bunu hesaplayarak geçiriyorum, yine de hep gereksiz riskler alıyorum.
Kurtarma Mesafesi, Latin Amerika edebiyatının temsilcilerinden Samanta Schweblin’in ilk romanı. Yazar bu romanıyla 2017 Man Booker Ödülü finalistleri arasındaydı. Roman dilimize Emrah İmre tarafından çevrilmiş, kitap 2021yılında Can Yayınları tarafından basıldı.
“Kurtarma Mesafesi” iki karakterin diyaloğu şeklinde ilerliyor; Amanda ile David’in. Bu diyalog ilerledikçe Amanda’nın, küçük kızı Nina ile Arjantin’de, tarlalar arasında bir kasabaya tatile geldiklerini, David’in de komşuları Carla’nın oğlu olduğunu öğreniyoruz. Konuşma derinleştikçe Amanda’nın David ve Carla ile olan anılarına, Nina ile yaşadıklarına şahit oluyoruz. Gerek konuşmaların David tarafından “vaktimiz az” diyerek ara ara kesilmesi, gerek Amanda’nın nerede ve ne durumunda olduğunun farkında olmaması (dolayısı ile bizim de bilemememiz), anılardaki ve zihindeki bulanıklıklar, David’in ruh aktarımı ile başka bir bedene geçtiğinin iddia edilmesi okuru sürekli diken üstünde tutuyor. Amanda’nın icat ettiği, romana da ismini veren kurtarma mesafesi ise adeta üstümüze yapışıp sürekli Nina’nın kurtarma mesafesinde olup olmadığını ölçmeye itiyor bizi. Romanı okurken zihni bulanık, buna rağmen kızını hep kontrol altında tutmaya çalışan Amanda kadar tedirgin oluyoruz bu yüzden. Anlatımın şimdiki zamanda, diyalog halinde ilerlemesi, okurda her şeyin anında, gözleri önünde gerçekleştiği hissi yaratıyor. Bu da kitabı bir türlü elimizden bırakamaz hale getiriyor bizi.
Yazar bu novellayla; bir yandan anne çocuk ilişkisini, bu ilişkide annelerin “her şeyi kontrol altında tutma” saplantısını işlerken, bir yandan da insan çevre ilişkisine, doğal kaynakların hoyratça kullanımına, ölçüsüzce kullanılan tarım ilaçlarına dikkat çekiyor. Schweblin’in tüm bu konuları 104 sayfa içerisinde ustaca bir kurguyla işlemesinden etkilenmemek imkânsız. Ayrıca bunu o kadar gerilimli, tekinsiz ve sizi de anlatının içine çeken bir hava içinde yapıyor ki kitabı kapattığınızda bile okurken hissettiğiniz o huzursuzluk yakanızı bırakmıyor.
Tekinsiz, farklı ve ucu açık anlatılardan hoşlanan okurlar için “Kurtarma Mesafesi” tam bir biçilmiş kaftan, tavsiye ederim. Keyifli okumalar!