Last Updated on 31 Ocak 2022 by Aslıhan Demiralay
Sarmaşık-2015
Dikkat: Yazının İçinde Spoiler Sayılabilecek Bilgiler Bulunabilir.
Sarmaşık filmi 2015 yılında seyirciyle buluştu, hem senaristliğini hem de yönetmenliğini üstlenen Tolga Karaçelik tarafından beğenimize ve yorumumuza bırakıldı. Filmin senaryosunun oluşması uzun zaman aldı, bir tiyatro oyunu olarak başlanan bu senaryo zamanla film senaryosu şekline dönüştü.
Tolga Karaçelik’in ikinci uzun metrajlı olan filmi. İkinci uzun metrajlı filmi olmasına rağmen Karaçelik’in yaptığı yönetmenlik insanı etkileyip filmin içinde kaybolmasını sağlıyor. Filmin en başarılı olduğu konu olan metaforik anlatım ise insanın içinde merak tohumları yerleştirip bu tohumları yeşertiyor.
Film başlar başlamaz bize ana altı karakterinin hayatlarından birer sahne gösterip, karakterler hakkında izleyiciye bir izlenim sunuyor. Seyirci filmin ana anlatım kısmına gelindiği zaman karakterler hakkında belli düşüncelere sahip oluyor. Filmin ileri kısımlarında neden gemide altı kişi kaldıklarını, neden geminin limana yanaşamadığını, neden altı karakterin kendi iç benliklerinin ortaya çıktığı anlaşılıyor. Filmin içerisinde kullanılan çekim teknikleri ve kullanılan renkler sayesinde seyirciye gerginliğin yaşadığını aktarmayı başarıyor.
Filmin konusunu genel olarak ele alırsak Sarmaşık isimli geminin armatörünün iflasını açıklamasıyla, gemi yanaşması beklenen Angola limanına yanaşamamıştır. Geminin işleyişinin ve herhangi bir tehlikeye karşın içerisinde altı kişinin kalması istenir ve kalan altı kişi bizim ana karakterlerimiz olur. Kalan kişiler gemide yatıp para kazanacaklarını zannetmektedirler fakat zamanla erzağın tükenmeye başlamasıyla psikolojik bir burhan içinde savaş vermeye başlarlar. Film genel olarak bu konu üzerinden ilerliyor, konu üzerinden ilerlerken alt metni olan devlet, otorite ve iktidar eleştirisi gibi alt metinde barınan konuları olayların ilerleyişi ile başarılı bir şekilde aktaran bir Tolga Karaçelik yapımı Sarmaşık.
Film üç bölümden oluşur ve bu üç bölüm geçişleri Samuel Taylor Coleridge’ın The Rime of the Ancient Mariner – Yaşlı Gemici şiirinden kısımlarla bizi karşılar.
Direkler eğik, burnumuz batmış suya;
İnsan düşmanının sillesinden kaçar ya
Soluğunu ensesinde duya duya
Ve koşar başını hiç kaldırmadan,
Gemi öyle coştu, rüzgâr öyle coştu:
Kaçtık güneye hiç durmadan
Filmin birinci bölümün de gemi gideceği liman olan Angola’ya doğru mürettebatını toplayıp yola çıkar. Çıktığı bu yolda gemi de çalışan mürettebatın bir süredir para alamadıklarını ve bu durumdan rahatsız oldukları görülür. Angola’ya vardıklarında gelen armatörün iflası haberi ile filmin asıl başladığı ana gelinir ve izleyici altı ana karakter olan, Beybaba, İsmail, Kürt, Nadir, Alper, Cenk ile baş başa kalır. Demirleyen geminin içinde mahsur kalan bu mürettebatın arasındaki arkadaşlıklar, gerginlikler ve ilişkiler aktarılır. Karakterleri bu bölümde bize tanıtan Tolga Karaçelik hikayenin ilerleyişini etkilemeden altı karakterinde tanıtımını bize başarılı bir şekilde sunar. Cenk ile Alper’in kişilikleri kurdukları arkadaşlık sayesinde aktarılır aralarında gerçekleştirdikleri sohbetlerde hayata bakışlarını, yaşamlarında önceki işlerini anlatarak iki karakteri aynı anda tanıma imkanı doğar. Kürt karakteri sessizliği ile kimseyle diyalog kurmayışı, olaylara tepkisiz kalışı insanların onunla iletişime geçmeye çalışması ile aktarılır. Nadir karakterinin özellikleri ise Beybaba’nın yanında olan tutumu, televizyonda gördüğü bir yıkım haberi ile ailesinin yanına gitmek istemesi ile gösterilir. Beybaba karakteri filmin başından itibaren anlatılan bir karakter ve seyirciye geminin başı yani otoritesi olduğu gösterilir.
Birden rüzgâr dindi, tüm yelkenler indi
Yoğun bir hüzün çöktü her şeye,
Ağırlığı hissettik, rastgele sözler ettik
Sırf denizin sessizliği bozulsun diye
İkinci kısmın açılış sahnesinde altı ana karakter bir arada görülür. İkinci bölümün ilk sahnesi aslında bize Beybananın otorite olduğunu bir kez daha gösterir ve otoriteye itaat edecek ve etmeyecek karakterleri aktarır. Olaylar başlamadan önce seyirciye gerçekleşebilecek bütün sıkıntıları diyaloglar şeklinde aktararak, ileride gerçekleşecek olaylara ışık tutar. Karakterleri tanıdığımız birinci bölümden sonra ikinci bölümde artık karakterlerin arasındaki ilişkiye odaklanmıştır film, karakterlerin metaforik yükleri bu bölümde iyice ortaya çıkar.
Beybaba
Otoritenin kendisi yani devlet manasında kullanılan karakter.
Cenk
Otoritenin boyunduruğu altına girmeyen otoritenin karşısında duran karakter.
Nadir
Kendi kavgasında sıkışıp kalan başkalarının düşünceleriyle hareket eden karakter.
İsmail
Dini ile bütün hayat yaşayan ve otoriteye boyun eğmeye korkan karakter.
Kürt
Halkın sessizliğini, halkın isimsizliğini gösteren karakter.
Alper
Karasızlığın simgesi olarak görünen karakter tartışmalarda sürekli farklı kişilerin destekçisi.
Bu karakter metaforlarını bize geçirdikten sonra aslında asıl filmin bize anlatmak istediği konuya daha çok hakim olmaya başlıyoruz. Otorite olan beybaba mürettebatını yani halkını kendi kavgasında boğulması için yalnız başına bırakıyor ve halk ne kadar ondan yardım istese de o halkından kaçıp kendini odasına kapatıyor ve bu psikolojik savaştan zarar görmeden kurtuluyor.
Nasıl ıssız bir yolda yürürken birisi
Adımlarını korku ve dehşetle atar
Ve dönüp ardına baktıktan sonra
Çevirip de başını bakmazsa tekrar
Çünkü bilirse bir adım gerisinde
Kendisini izleyen şeytan var
Üçüncü bölüm metaforik anlatımın belirgin olduğu nokta. Birinci metafor filme de adını veren sarmaşık ikincisi ise salyangoz. Tolga Karaçelik üçüncü bölümde gerçekten seyirciyi içine hapsettiği bir ortam yaratıyor, geminin en zor gecesini yaşadığını ve bu yaşanan gecede bütün mürettebatın dayanacak gücü kalmadığını yaşattığı geçişler ve kamera açıları ile seyirciye anlatıyor. Yaşanan bu zorlu gecede mürettebatın arasında çıkan tartışmalar artık sözlü değil fiziksel zarara dönüşüyor. Yönetmen bize fiziksel olarak yaşanan tartışmalardaki kan ögesini sarmaşıklarla gösteriyor. Yaşanan gecenin sabahında beş karakterimizde gece yaşadıkları sonrasında toplanıp ”Şimdi ne yapacağız?” sorusuna cevap bulmaya çalışıyorlar. Tolga Karaçelik yarattığı iki metaforunda tamamen izleyicisinin görüşüne bırakmış.
Gemi hareket etmiyorsa biz ona artık gemi diyemeyiz.
Sarmaşık Filminin Aldığı Ödüller
-Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu Ödülü: Nadir SARIBACAK
-Altın Portakal En İyi Film Ödülü: SARMAŞIK
-Altın Portakal En İyi Yönetmen Ödülü: Tolga KARAÇELİK
-Altın Portakal En İyi Senaryo Ödülü: Tolga KARAÇELİK
Filmin IMDB puanı: 8,0.