Müzikal ve Müzikli Tiyatro

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
WhatsApp
muzikal_ve_muzikli_tiyatro

Last Updated on 30 Ekim 2024 by Aslıhan Demiralay

Merhaba, bugün sizlere müzik ve tiyatro ilişkisinden bahsedeceğim. Bu konudan bahsetmeye olan isteğim sahne sanatları yüksek lisans sınavında rastladığım bir sorudan kaynaklanmakta, açıkçası soruyu açıklamakta zorluk çektim ve neden araştırmayayım diye düşündüm. Gelin bu türü ve özelliklerini, müziğin tiyatroya etkisini birlikte inceleyelim.

tasimi_yiyen_agac_sarkisi
Taşımı Yiyen Ağaç

Müzikli Tiyatro ve Müzikal Arasındaki Fark

Öncelikle karşımıza çıkan ve oldukça kafa karıştırıcı olan iki terim var; Müzikli tiyatro ve müzikal (müzikal tiyatro). Gördüğünüz üzere ikisi birbirine çok benzer kavramlar, fakat aralarında oldukça büyük farklar var. Öncelikle basitçe konuya girmek için şu bilgiyi vereceğim. “müzikal tiyatro” ya da “müzikal”, İngilizce’de “musical” olarak geçer (musical theatre), müzikli tiyatro ise “opera” olarak.

Müzikal, hikâyenin bir bölümünün müzik eşliğinde söylendiği bir oyun veya film diye tanımlanabilir. Hikâye anlatımı müzik, şarkılar ve danslarla birlikte yürütülür. Müzikalin ayırt edici noktası ise, müzik ve dansların hikâyenin yürütülüşünde destekleyici bir unsur değil doğrudan bir araç olmasıdır. Müzikalin hazırlanmasında çeşitli ekipler görev alır, bunlar; teknik ekip, vokal, orkestra ve yönetmenlerden oluşur. Müzikalde işlenen konu mutlaka ama mutlaka ezgisel bir noktaya dayandırılır, yalın olan konular özgün biçimde, temeller şarkıya bağlanarak aktarılır seyirciye. Müziğin ana unsur olması, bu tiyatro türünün seyirciye daha yoğun biçimde ulaşmasını ve katarsisin yaşanmasını kolaylaştırır. (Katarsisi açıklamam gerekirse; Arınma (Yunanca:Κάθαρσις) olarak da bilinen katarsis, Aristoteles’in Poetica adlı yapıtından alınmış bir sözcük olup; ilgili yapıtta trajedinin seyirci üzerindeki etkisini anlatır.)

jim_morrison
Jim Morrison

Müzikalde karakterlerden ziyade, hikâyedeki en önemli anlatıcı müziktir. Cat, Operadaki Hayalet, Notre-Dame de Paris, Evita en çok bilinen müzikal oyunlar ve filmlerdir. Kökeni 19.yy ortalarına kadar dayanan müzikal (musical), 1866’da Broadway’de sergilenen “The Black Crode” adlı eserle ilk kez müzikal adıyla kendini sahneye atmıştır. İzleyiciler tarafından çok beğenilen eser 474 defa sahnelenmiş, yeni müzikallere de ilham kaynağı olmuştur. Müzikaller hareket, müzik ve diyalog denilen üç bölüme ayrılır. Müzikal tiyatroda şarkıyı textin dışına çıkardığımızda ortaya sahnelenecek pek bir şey kalmaz. Karakterin konuşma aracı şarkıdır bir nevi. Müzikalin ya da müzikal tiyatronun operadan en büyük farkı ise anlatıcının klasik müziği değil de dönemin popüler şarkılarını ifade biçimi olarak kullanmasıdır.

Müzikal türleri; book müzikal, revü, konsept müzikal, jukebox müzikal, rock/pop müzikal ve mega müzikallerdir.

klasik_gitar
Klasik Gitar Nedir?

Müzikallerin sarayı Broadway olsa da Türk tiyatrosu da bunu oldukça iyi bir biçimde seyircisine taşımaktadır. Özellikle duyguyu coşkun bir biçimde yaşamaktan zevk alan Türk seyircisi bu müzikalleri ilgiyle takip etmektedir. En sevdiğim müzikallerden biri olan Haluk Bilginer’in Shakespeare Müzikali bence bizim müzikallerimiz arasında zirveye oynayanlardan biridir.

1920’li yıllarda popüler olan şarkıların sahneye taşınmasıyla bir ateş yakan bu sahne sanatı, günümüze dek canlılığını korumuştur. Hatta ses getiren birçok müzikal Hollywood tarafından da filme dönüştürülmüştür. Yalnızca bilinmesi gerekir ki müzikaller oldukça kalabalıktır ve sahne tasarımı oldukça meziyetlidir, bu nedenle de bir müzikalin ortaya konması için hem çokça insan hem çokça bütçeye ihtiyaç vardır. 

Şimdi açıklamak istediğim nokta ise müzikli tiyatro. Müzikli tiyatro; opera, operet, opera komik, vodvil, bale ve pandomimden oluşmaktadır.

Opera Nedir ?

Opera, baştan sona orkestra eşliğinde, müzikle oynanan tiyatro eserlerine denir. Operada bütün sözler, hareketler ve jestler musikiyle bestelenir ve orkestra şefinin idaresine verilir. Operanın tiyatrodan ayrılan başlıca özelliği, bir müzik bölümünün de bulunmasıdır. Trajedi ve dramın bütün sözlerinin müzikle bestelenmiş şeklidir, tamamı bestelenmiş olarak müzik eşliğinde sahnelenen operalar, kültür seviyesi yüksek olan toplumsal tabakalara seslenmektedir.

Bir opera öncelikle söylenir, oysa bir müzikalde şarkılar diyalog pasajlarıyla serpiştirilir. Her iki durumda da, eylemi yönlendiren drama ve kelimelerdir.

Hem operalar hem de müzikaller temel olarak librettoları, yani metinleri kullanır, ancak opera söz konusu olduğunda şarkı söyleme sürekli olma eğilimindedir, oysa müzikallerde öykünün çoğu, tek tek şarkıların etrafındaki konuşulan sahneler aracılığıyla çözülür. Müzikallerde genellikle daha büyük dans numaraları olabilir.

Operada şarkı söyleme aryalar, resitatifler ve daha büyük koro sayıları arasında bölünür. Bir arya, karakterin kişisel duygularını ifade edeceği solo bir vokal parçasıdır. Bir opera veya oratoryodaki daha ünlü, unutulmaz melodiler olma eğilimindedirler. Öte yandan, bir resitatif, genellikle konuşma ritimlerinde söylenir ve daha çok bir hikâye anlatma tekniği olarak kullanılır.

Operada müzik ön plandayken, müzikal tiyatroda kelimeler olay örgüsünün anahtarıdır. Seyircilerin uzun yıllardır yabancı dillerde operaları izlemesinin ve dinlemesinin nedeni budur: belirli bir dili anlamak genellikle müziğin kendisine ikincil olarak görülür. Bazı müzikaller tarz olarak operalara diğerlerinden daha yakındır: Stephen Sondheim’ın Sweeney Todd’u, librettoya odaklanması ve sınırlı konuşması nedeniyle genellikle opera olarak sınıflandırılan böyle bir müzikaldir. Operadaki ses türleri genellikle çok daha fazla vibrato kullanarak müzikal tiyatrodakilerden farklıdır. Bunun nedeni, mikrofonlar yaratılmadan önce gerçekleştirilen formun uzun geçmişi nedeniyle opera sanatçılarının orkestra üzerinde amplifikasyon olmadan yansıtmaları gerekiyordu. Müzikal tiyatro daha yeni bir sanat biçimidir, bu nedenle şarkıcılarına yüksek sesli bir grup veya orkestra üzerinden duyulmalarına yardımcı olmak için genellikle mikrofon verilir.

Artık sadece “müzikaller” olarak adlandırılan müzikal tiyatro, şarkıların, dansın ve sözlü diyalogun bir hikâye anlatmak için birleştirildiği bir tiyatro tarzıdır. Modern zamanlarda, bir müzikal bir sahne şovu, film veya televizyon şovu olabilir ve tüm hikâyeyi anlatmak için çağdaş ve popüler müzik tarzlarını ve diyalogları kullanır. Opera, müzisyenlerin ve şarkıcıların bir hikâye sunmak için müzik notalarını ve modern dilde “metin” olarak da adlandırılan “libretto”yu birleştirdiği bir tiyatro biçimidir.

Müzikaller tiyatrolarda yapılır; bir sahne şovu, film veya televizyon şovu olabilirler. Operalar opera evlerinde yapılır; operalar her daim canlı bir orkestra ile canlı performans sağlarlar.

Müzikallerin ana vurgusu diyalog üzerinedir; yine de bazen tamamen söylenen bazı müzikaller yapılabilmekte. Müzikallerde performans sergileyen kişi önce oyuncu, sonra şarkıcı ve en son dansçı olarak kabul edilir. Operalarda ise ana vurgu şarkı söylemektir. Sanatçı temelde klasik bir şarkıcıdır. Bazen harekete geçmeleri ve nadiren dans etmeleri gerekebilir. Müzikallerde olduğu gibi operada da istisnalar vardır ve bazı operalarda da diyalog vardır. Elimden geldiğince detaylı açıklamaya çalıştığım bu farkları çeşitli kaynaklardan elde ettiğim bilgiler ışığında siz okuyucularıma sunmuş bulunmaktayım. Umarım bu iki sahne sanatı arasındaki farkı güzel bir biçimde sizlere aktarmışımdır. Son olarak, sizlere Haluk Bilginer’in Shakespeare Müzikali’nden bir videonun linkini ekliyorum. Keyifle izlemeniz dileğiyle. Sevgilerimle.

Shakespeare Müzikali

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir