Last Updated on 10 Ağustos 2023 by Aslıhan Demiralay
Caravaggio Narcissus Tablosu
Caravaggio Narcissus Tablosu, resim sanatının en bilinen eserlerinden biri. Caravaggio’nun 1597-1599 yılları arasında yaptığı tablo günümüzde Galleria Nazionale d’Arte Antica’da sergileniyor.
Narcissus’un Hikayesi
Ekho isimli çok güzel bir peri kızı. Narcissus (Narkissos) isimli bir avcıya aşık olur. Narcissus Ekho’nun aşkına karşılık vermez ve güzeller güzeli perinin yanından uzaklaşır. Ekho karşılıksız aşkı nedeniyle günden güne içine kapanarak, eriyerek dağıölür. Bütün vücudunun kemikleri kayalara, sesi ise bu kayalara “eko” denilen yankılara dönüşür.
Olimpos Dağı’nda yaşayan tanrılar bu duruma kızarlar ve Narcissus’u cezalandırmaya karar verirler. Narcissus bir gün avlanırken su içmek için bir nehre doğru eğilir. Kendi yansımasını gören Narcissus, gözlerini kendinden ayıramaz ve hatta kendine aşık olur. Orada öylece kalan Narcissuss ne yemek yiyebilir ne de su içebilir yapabildiği tek şey kendi yansımasını izlemektir. Narcissus’da Ekho gibi günden güne eriyerek hayatını kaybeder ve vücudu nergis çiçeklerine dönüşür.
Bir çok ressam farklı yorumla Narcissus tablosu çizdi.
Caravaggio’nun Hayat Hikayesi
Barok resmin önde gelen isimlerinden Caravaggio, Michelangelo Merisi Caravaggio adıyla 29 Eylül 1571 tarihinde Milano’da doğdu. 1584’de Milano’lu bir başka ressam olan Simone Peterzano’nun yanına çırak olarak girdi. Peterzano’nun yanında 4 yıl çıraklık yapan Caravaggio daha sonra dünyaca ünlü ressam Tiziano’nun öğrencisi oldu. Bu dönemde Venedik Okulu’yla da irtibata geçti. Caravaggio’nun gerçekçi doğallığını en iyi temsil eden resimleri, Contarelli Şapeli’nde ki Aziz Matta’nın yaşamını konu alan resimlerdir. Bu resimler rahiplere çok değişik geldiği için tekrar yapılmasını istediler.
Caravaggio’nun neden öldüğü günümüzde tam olarak bilinmese de 18 Temmuz 1610 tarihinde öldüğü tarihi kayıtlara geçmiştir. Caravaggio öldüğünde henüz 38 yaşındaydı.

Şair Ovidus’un Dizelerinden Ekho ve Narcissus
Ekho görünce Narcissus’u bir ıssız kırda dolaşırken
arzu sardı gönlünü, düştü gizlenerek izlerinin ardına;
bir çıranın ucuna sürülmüş yanıcı kükürt
beri getirilen alevi nasıl koparsa
Ekho da yaklaştıkça ona daha yakından yanıyordu aşkla.
Kaç kere okşayıcı gözlerle ona sokulmak,
kaç kere yumuşak dileklerini ona sunmak istedi;
yaradılışı vermedi izin söze başlamaya,
bekleyebilirdi ancak sözleri ki onlara cevap yollayacak.
Yukarıda okuduğunuz dizeler 1944 yılında Tercüme Mecmuası’nda çıkan Can Yücel çevirisinden alıntıdır.