Last Updated on 8 Haziran 2023 by Aslıhan Demiralay
KAĞIT EV
Okuma Aşkına Dair Bir Kitap; Kâğıt Ev!
“Kimse bir kitap kaybetmek istemez. Bir daha okumayacak olsak da başlığında eski, belki de kaybolmuş bir duyguyu taşıyan bir kitabı kaybetmektense bir yüzük, saat veya şemsiye kaybetmeyi yeğleriz.”
Kâğıt Ev, Arjantinli yazar Carlos Maria Dominguez tarafından yazılıp 2002’de basılan, dilimize Seda Ersavcı tarafından çevrilen ve Jaguar kitap tarafından yayımlanan bir novella.
Cambridge Üniversitesi profesörlerinden Bluma Lennon’a, kitap okurken yürüdüğü yolda bir araba çarpar ve ölür. Novellada; “Kitaplar insanların kaderini değiştirir.” diyor. Bu noktada, okuduğu kitabın Bluma’nın kaderini, dolayısı ile de onu Uruguay’a sürükleyecek olan anlatıcımızın kaderini değiştireceğini söylersek yanılmış olmayız herhalde.
Bluma’nın ölümünden sonra onun yerine geçen yardımcısı, bir gün Bluma’ya gönderilmiş bir zarf alır. Açtığında bunun epey tozlu, hatta yer yer çimento kalıntıları ile kaplı bir kitap olduğunu görür. Kitap, Bluma’nın üzerinde çalıştığı tez ile ilgilidir ancak onu kaplayan toz ve kireç tabakasına bir anlam veremez. İçindeki ithaf yazısını okuduğunda bunun kitap koleksiyoneri Carlos Brauer’e ait olduğunu öğrenir. Anlatıcımız kitabı sahibine geri vermek ve bu sırrı çözmek amacı ile Buenos Aires’e gider. Çıktığı yolculukta, yine bir kitap tutkunu olan Delgado ile tanışır ve ona Carlos’u sorar. Carlos’un, kitaplarının sıcak ve nemli havadan etkilenmemeleri için yıllardır soğuk duş alacak kadar kütüphanesine düşkün olduğunu, ancak bu tutkunun onun artık sağlıksız davranışlar sergilemesine yol açtığını öğrenir. Artık, yıllardır üzerine titrediği kitapları ile ne yapacağını bilemez bir haldedir. Anlatıcımızın Carlos’a dair bilgileri arttıkça, bu yolculuk daha ilginç bir hal alır.
Kâğıt Ev, temel olarak okurun kitapla ilişkisine odaklanıyor. Bunu yaparken Carlos’un hikâyesini anlatsa da anlatıcımız hem kendiyle yüzleşiyor ki onun da sürekli artan kitapları var kütüphanesinde, hem de kendisi de sağlıksız bir kitap tutkusuna kapılmış olan ancak farkında olmayan Delgado’yı tanıtıyor bize.

Kağıt Ev Sonsöz
Yeni bir kitap aldığınızda heyecanlanıyorsanız, konusu kitap olan sohbetlerin tadı damağınızda kalıyorsa, bir kitapçı gördüğünüzde içeri dalmadan duramıyorsanız, üzerine bir de o kâğıt kokusu ile mutlu oluyorsanız bu kitabı seveceğinize eminim. Delgado, kitabın bir yerinde; “Kendimi bildim bileli birbiri ardına kitap satın alıp duruyorum. İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.” der ve kitapların bizde bıraktığı izlerle kendimize bir seyahat rotası çizdiğimizden bahseder. İşte bu yüzden Kâğıt Ev, kitapseverlerin seyahat rotaları için çok uygun bir başlangıç noktası.
Keyifli okumalar!
Bu Yazıyı Beğendiyseniz Bunlar da İlginizi Çekebilir: