Last Updated on 26 Şubat 2025 by Beliz Arslan
Antoine de Saint Exupéry
Unutulmaz Küçük Prens’in yazarı pilot, mucit ve öncü…Daha 44 yaşındayken uçağının düşmesi sonucu kaybolan, ardında yazdıklarını bırakan edebiyat tarihinin unutulmaz karakterlerinden biri Antoine de Saint Exupéry.
1900 yılında Lyon’da doğan Saint Exupéry, sonradan yoksul düşen aristokrat bir aileden geliyordu. Yaratıcı bir çocuktu bisikletine kanat bağlar, şiirler yazar ve deneyler yapardı. Çocukluk ve gençlik döneminde yaşadığı iki ölüm acısı hayatını şekillendiren etkenler oldu. 4 yaşındayken babasını ve 17 yaşındayken de çok yakın olduğu erkek kardeşini kaybetti. Daha 12 yaşındayken uçmakla ilgili hayaller kurmaya başlayan sanatçı annesinin muhalefetine rağmen pilot olmayı başardı.
1926 yılında Toulouse ve Dakar arasında posta servisi bir uçağın pilotluğunu yapmaya başladı. Bu dönemde uçuş deneyimlerinden faydalandığı kitaplar yazdı.

1931 yılında El Salvador’lu Consuelo Carrillo ile evlendi. 1935 yılında arıza yapan uçağı nedeniyle Tunus’da çöle zorunlu iniş yapan Antoine de Saint Exupéry 4 gün sonra yerel halk tarafından bulundu. İspanya İç Savaşı sırasında savaş muhabirliği yaptı.
II.Dünya Savaşı sırasında sağlık durumu elverişli olmamasına rağmen orduya katıldı. Ancak Fransa’nın yenilgisi üzerine Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti. Bu dönemde dünya edebiyat tarihine geçen Küçük Prens Le Petit Prince) kitabını yazdı.
Savaş devam ederken Amerikan Ordusu’na yazıldı ve Kuzey Afrika’ya gitti. Bir keşif uçuşu sırasında kaybolan Saint Exupery’nin uçağının enkazı ancak 2000 yılında Marsilya açıklarında bulundu. Yazarın ölüm tarihi 31 Temmuz 1944 olarak kabul edildi.
Küçük Prens’in Cazibesi
Saint Exupéry Amerika’da yaşadığı dönemde savaş da bir fayda gösterememekten dolayı bir çeşit bunalımdaydı. Eşi onlar için Long Island’da bir ev kiraladı. Saint Exupéry Küçük Prensi bu evde yazdı.
Küçük Prens bir çok kişiye göre Saint Exupéry’nin uçağının Tunus’da düşmesinden ilham aldığı bir konu olarak görüldü. Prensin elinde ki gül de eşiyle olan çalkantılı ilişkiye gönderme olarak değerlendirildi.
Kitabın orijinal el yazmalarında kitabın sonunda Küçük Prens bulmaca çözmeye çalışan bir adamla karşılaşır, ancak kitapta bu bölüm yoktur.
Saint Exupéry kitabın çizimlerini kendisi yaptı ve yayıncıdan şekillerin büyüklüğü, renkler ve alt yazılarla ilgili net isteklerde bulundu.
Yazar gençliğinden itibaren aynı küçük figürü peçeteler, kağıt parçaları üzerine defalarca kez çizdi.

Küçük Prens: Edebiyatın Zamansız Başyapıtı
Antoine de Saint-Exupéry tarafından yazılan Küçük Prens (Le Petit Prince), 1943 yılında yayımlanan ve dünya edebiyatının en sevilen klasiklerinden biri haline gelen bir eser. Hem çocuklar hem de yetişkinler için derin anlamlar barındıran bu kitap, dostluk, sevgi, insan doğası ve hayatın anlamı gibi evrensel temalar üzerine güçlü mesajlar içerir.
Küçük Prens’in Konusu
Roman, Sahra Çölü’ne düşen bir pilotun, gizemli bir çocuk olan Küçük Prens ile karşılaşmasıyla başlar. Küçük Prens, pilotla sohbet ederken, kendi gezegeninden ayrılıp farklı gezegenleri ziyaret ettiği yolculuğunu anlatır. Bu gezegenlerde karşılaştığı karakterler, insan doğasına dair semboller taşır:
- Kral: İnsanları yönetmeye çalışan ama aslında kimseyi kontrol edemeyen bir figür.
- Kibirli Adam: Sürekli hayranlık bekleyen, kendini beğenmiş biri.
- Sarhoş: Utancını unutmak için içki içen ama bu döngüden çıkamayan biri.
- İş Adamı: Sürekli hesap yaparak yıldızları sahiplenmeye çalışan, materyalist bakış açısını temsil eden biri.
- Fenerci: Anlamsız bir görevi durmadan yerine getiren ve sorgulamayan bir karakter.
- Coğrafyacı: Dünyayı bilen ama kendi gezegenini keşfetmeyen biri.
Son olarak Küçük Prens, Dünya’ya gelir ve burada bir tilkiyle tanışır. Tilki ona şu unutulmaz öğüdü verir:
“İnsan ancak yüreğiyle baktığında doğruyu görebilir. En önemli şeyler gözle görülmez.”
Bu söz, kitabın ana mesajlarından biri haline gelir. Küçük Prens, sevgiyi, dostluğu ve bağlılığı anlamaya başlar ve sonunda kendi gezegenine, gülüyle birlikte olmak için dönmeye karar verir.
Küçük Prens’in Etkileri ve Kültürel Önemi
Küçük Prens, edebiyat dünyasında hem çocuk kitabı hem de felsefi bir eser olarak kabul edilir. Basit dili ve masalsı anlatımıyla çocuklara hitap ederken, sembolik öğeleri ve derin anlamlarıyla yetişkinlere de düşünsel bir yolculuk sunar.
Kitap, 250’den fazla dile çevrilerek dünyanın en çok çevrilen eserlerinden biri oldu. Ayrıca tiyatro, opera, sinema ve animasyon gibi farklı sanat dallarına da ilham verdi.
Saint-Exupéry, Küçük Prens’i yazarken II. Dünya Savaşı gibi kaotik bir dönemin etkisi altındaydı. İnsan doğasının eksikliklerini ve sevgisizliği eleştiren eser, savaşın ortasında insanlığa umut vermeyi amaçlıyordu. Yazarın savaş sırasında kaybolması da kitabı daha efsanevi bir hale getirdi.
Tarihteki Yeri ve Günümüz İçin Önemi
Küçük Prens, günümüzde de popülerliğini korur ve her yaştan okura ilham vermeye devam eder. Sevgi, dostluk, empati ve çocukluğun saflığını koruma gibi temalar, modern dünyada hâlâ büyük bir önem taşır.
Eser, günümüz toplumuna şu temel mesajları verir:
- Materyalizmin anlamsızlığı: İnsanların sadece maddi şeylerle mutlu olamayacağını gösterir.
- Bağlılığın ve dostluğun önemi: Gerçek sevgi ve arkadaşlığın gözle görülemeyen ama hissedilen bir değer olduğunu anlatır.
- Çocuk gözünden dünyaya bakmak: Yetişkinlerin çoğu zaman unuttuğu hayal gücünün ve masumiyetin önemini vurgular.
Küçük Prens, sadece bir masal değil, bir yaşam rehberi olarak nesilden nesile aktarılmaya devam edecek zamansız bir başyapıt.