Last Updated on 23 Şubat 2025 by Aslıhan Demiralay
The Reader-2008

“Okuyucu”, özgün adıyla “The Reader”, Bernhard Schlink’in aynı adlı romanından uyarlanan 2008 yapımı bir dram. Senaryosu David Hare’nin yazdığı, yönetmenliğini Stephen Daldry’nin yaptığı filmin başrollerinde , Ralph Feinnes, David Kross ve Kate Winslet oynuyor. Film 2009 yılında birçok dalda hem Oscar, hem Altın Küre sahibi oldu. Kate Winslet ise bu rolüyle Altın Küre Ödülleri’nde “En İyi Yardımcı Kadın”, Akademi Ödülleri’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödüllerini aldı.
The Reader Filmi Konusu
Film, II. Dünya Savaşı ertesinde, Almanya’da geçiyor. Michael (David Kross) adlı genç tesadüfen tanıştığı ve kendisine yardım eden, yaşça kendisinden büyük olan Hanna Schmitz’e (Kate Winslet) âşık olur. Hanna her buluşmalarında ondan kitap okumasını ister. Beraber vakit geçirdikçe Michael’in Hanna’ya olan hayranlığı ve aşkı büyürken, dinlediği kitaplarla Hanna da Michael’e bağlanır. Bu gizli ilişki, bir gün Hanna’nın ortadan kaybolmasıyla biter. Aradan yıllar geçer, hukuk okuyan Michael savaş suçları mahkemesinde gözlemci olur ve sanık sandalyesinde Hanna’yı görür. Mahkemede Hanna’nın Nazi rejiminde, toplama kampında gardiyanlık yaptığı zamanlar ortaya dökülürken, Michael ile ilişkileri farklı bir boyuta taşınır.
Filmdeki olay örgüsü esas olarak bir sır üzerine oturtuluyor. Zaten afişinde de biz sorduğu soru şu; “Bir sırrı saklamak için ne kadar ileri gidersin?” Olaylar bu sır etrafında şekillenirken bir yandan, ufak da olsa, toplama kampında yapılanlara, bir yandan da bir ömre yayılmış bir kadın erkek ilişkisine şahit oluyoruz. İzleyici koltuğunda otururken, Hanna’ın kendisine verilen görevleri sorgulamadan yerine getirmesini insani olarak yadırgasak da bir sahnede hâkime sorduğu soruyu kendimize de sorduruyor film; “Yerimde olsaydınız siz ne yapardınız?” Hikâye, insanları “siyah, beyaz” olarak etiketleme alışkanlığımıza bir soru işareti ekleyip çoğunluğumuzun aslında gri bölgelerde gezindiğini ve çok yönlü karakterler olduğumuzu, olaylar karşısında yaptığımız iyi veya kötü seçimler sonucu kendimize bir yol belirlediğimizi yüzümüze vuruyor.
The Reader Filmi Son Söz
The Reader bana kalırsa, bir kadınla bir adam arasındaki sıra dışı ilişkiyi aşırı romantikliğe, ajitasyona kaçmadan anlattığı için duygu olarak yakalıyor insanı. Edebiyat, aşk, bağlılık, utanç, pişmanlık ve ömür boyu süren ilişkiler üzerine çok etkileyici bir film. Bende bıraktığı duygu hüzün oldu, bakalım izledikten sonra size kalan ne olacak…