Last Updated on 24 Kasım 2022 by Aslıhan Demiralay

Otomatik Portakal (1971)

Stanley Kubrick tarafından yönetilen filmin kadrosunda Malcolm McDowell ve Patrick Magee gibi başarılı oyuncular yer alıyor. Türkiye’de 1996 yılında gösterime giren film, sinema tarihinin en kült filmlerinden biri olarak kabul edilir. Filmde, Alex isimli genç bir adam ile arkadaşlarının hikâyesi anlatılır. Alex ve arkadaşları ilk başlarda nihilizm partilerinde eğlenirken, sonrasında insanlara korku salan bir çeteye dönüşürler. Ancak Alex ve arkadaşları için işler hiç beklenmedik bir şekilde gelişecektir. Filmin IMDB puanı: 8.3.

Stanley Kubrick’in Otomatik Portakal filmiyle ilgili pek çok akademik değerlendirme yapıldı. Sinema tarihinin kültlerinden birine dönüşen filmin konusunu, çeşitli açılardan incelemek mümkün. Akademik çevrelerde üzerine son zamanlarda en çok düşünülen konulardan biri ise Platon’un “Mağara Alegorisi” oldu. Stanley Kubrick’in unutulmaz filmlerinden biri olan Otomatik Portakal’ı, Platon’un “Mağara Alegorisi” çerçevesinde sizler için değerlendirmeye çalıştık.

otomatik_portakal_logo
Otomatik Portakal
Otomatik Portakal (A Clockwork Orange) (1971)-Trailer

Platon’un Mağara Alegorisi

Bu filmi, Platon’un “Mağara Alegorisi” çerçevesinde değerlendirebilmek için, öncelikle antik çağ felsefesinin en önemli alegorilerinden biri olan “mağara alegorisi”nden kısaca bahsetmek gerekir. Pek çok insanın okul yıllarında duyduğu Platon’un alegorisine göre; bir grup insan doğduğu günden itibaren bir mağarada zincirli hâlde bulunmaktadır. Yüzleri mağaranın duvarına doğru dönük olan bu insanların gördükleri tek şey; mağaranın dışındaki nesnelerin ve kendilerinin gölgeleridir. Bu insanların kafalarını sağa ya da sola çevirmesi mümkün değildir. Böylece, hayattaki tek gerçekliğin gölgelerden ibaret olduğunu düşünürler. Ancak, günün birinde içlerinden biri zincirlerinden kurtularak mağaranın dışına çıkmayı başarır. Uzun yıllar mağarada kalan insanın gözleri, güneşin etkisi nedeniyle geçici bir körlük yaşar. Daha sonra gerçek dünya ile tanışır. Bu durumdan bahsetmek için mağaradaki diğer arkadaşlarına haber vermeye gider. Ancak, arkadaşlarına hiçbir şekilde dışardaki gerçekliği anlatamaz. Bu alegorideki imgelere bakıldığında, mağaradaki insanlar toplumu, zincirler kuralları, gölgeler ise toplumsal normları temsil etmektedir.

malcolm_mcdowell
Malcolm McDowell (Otomatik Portakal Filminde)

Dövüş Kulübü ve Tüketim Toplumunun Bir Eleştirisi

Otomatik Portakal ve Mağara Alegorisi

Stanley Kubrick’in Otomatik Portakal filminde, özgürlüğünden mahrum edilmiş modern toplumun adeta ironisi yapılır. Varlıklı ailelerin bir üyesi olan Alex ve arkadaşları, zamanlarının büyük çoğunluğunu nihilist partilerde geçirmektedir. Alex ve arkadaşlarının, mağaradan kurtulmayı başarmış olan insanlar olduğunu düşünmek mümkündür. Ancak, özgürlüklerinin seviyesi gün geçtikçe artar ve diğer insanlara zarar vermeye başlarlar. Bu durum ise alegorideki güneşin, mağaradan kurtulan insanların gözlerini kör etmesine benzemektedir. Filmde, Alex ve arkadaşlarının özgürlük dozajı artarak, kötülük ve saldırganlığa dönüşür. Bütün bunlara rağmen, film boyunca özgürlüğün çok değerli olduğu gösterilmeye devam eder. Ayrıca arkadaşlarıyla birlikte şehirde terör estiren Alex; toplumsal normlara, kurallara ve düzene boyun eğmez. Özgürlüğün sınırları arttıkça Alex ve arkadaşlarının yıkıcılığa başvurduğunu görürüz. Yaşlılara zarar veren, girdikleri evde yazarın karısına saldıran Alex’in şiddet dolu günleri hapse girmesiyle son bulur. Platon’un alegorisindeki zincirli insanlar gibi sisteme yeniden boyun eğmeye zorlanan Alex, hapse girince ıslah edilme çabalarıyla karşı karşıya kalır. Seçim arifesindeki ülkede, suçluları ıslah etme projesini yürüten siyasi partinin denek olarak seçtiği Alex, bir takım deneylerde kullanılır. Açık olması için gözleri iğnelerle tutturulmuş, elleri ve kolları bağlanmış bir şekilde şiddet ve pornografi içerikli görüntüler izlettirilen Alex’e, aynı zamanda klasik müzik dinletilir. Hapishanedeki davranışları “normal” insanlara benzemeye başlayınca, siyasi parti tarafından büyük bir reklam kampanyası yapılarak, Alex’in serbest bırakıldığı kamuoyuna duyurulur. Hapishaneden çıktıktan sonra ailesi tarafından istenilmediği için sokaklara düşen Alex, bu sefer diğer insanlardan kendisi şiddet görmeye başlar.

warren_clark
Warren Clark (Otomatik Portakal Filminde)

Başından geçen birkaç talihsiz olaydan sonra, karısına saldırdığı adamın evinde kendini bulan Alex, burada duyduğu klasik müzik ile ıslah edilmeye çalışıldığı deneyi hatırlar. Bu deney Alex’in psikolojisini alt üst etmiştir. Bu adamın evindeki klasik müzik adeta kendisine psikolojik şiddet uygulamaktadır. Buna daha fazla dayanamayan Alex ise kendini camdan atar. Filmin bu şekilde bitmesi ise klasik anlatıda kötü insanların cezalandırılması şeklinde yorumlanabilir. Platon’un “Mağara Alegorisi” düşünüldüğünde ise zincirlerinden kopan ve dışardaki dünyanın gerçekliği ile karşılaşan insanların; toplum tarafından dışlanacağı, başına türlü işlerin geleceği ve sonunda hayatın içinde yer alamayacağı şeklinde de yorumlanabilir.

Bu Yazıyı Beğendiyseniz Bunlar da İlginizi Çekebilir:
en_iyi_distopik_filmler
En İyi Distopik Filmler
en_iyi_korku_filmleri
En İyi Korku Filmleri
kafa_karistirici_filmler
Sinema Tarihinin En Kafa Karıştırıcı Filmleri
Otomatik Portakal-1971

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir