Last Updated on 3 Kasım 2022 by Aslıhan Demiralay
“Başkaları olmadan yaşamak zor, başkalarıyla birlikte yaşamak da zor. Yaşamak hep zor.”
Tek Yalnız Ben Değilim; Jean Louis Fournier tarafından yazılmış, dilimize Ayşe Ece tarafından çevrilmiş, Yapı Kredi Yayınları tarafından basılmış bir anlatı.
Tek Yalnız Ben Değilim Kitabı Konusu
Kitap; bir mağazada annesini kaybeden küçük bir çocuğun –ki bu yazarımız oluyor- hikâyesi ile açılıyor, yalnızlık üzerine neredeyse söylenebilecek her şeyi söyleyip yine aynı noktada bitiyor. Fournier’in önce çok sevdiği karısı gidiyor, sonra kedisi, ah bir de o panjurlarını hiç açmayan komşuları yok mu… İşte yazarımız yaşadığı tüm bu kayıplar eşliğinde yalnızlığı bize öyle bir anlatıyor ki, içimizde hissediyoruz.
Bazı kitapların okunabilirliğinin, okuma yapılan zaman dilimindeki ruh haliyle çok ilişkili olduğunu düşünen bir insan olarak bu kitabı birkaç ay önce biraz okuyup bıraktığımı, yakın zamanda yeniden elime alıp kısa zamanda bitirdiğimi söylemek isterim. Bazen okumayı çok istediğimiz kitap elimizde hazır olsa da biz ona hazır olamayabiliyoruz sanırım.
Tek Yalnız Ben Değilim Kitabı Son Söz
“Tek Yalnız Ben Değilim”; yalnızlığı irdeleyen, adeta soruşturan bir kitap. Fournier bir yandan bu soruşturmayı sürdürürken, bir yandan da kendi kısa anılarından bahsediyor okuyucuya. Yalnızlık üzerine fikirlerini söylüyor, örnekler veriyor ama taraf olmuyor. Hani bir dostunuzla sohbet edersiniz ya ve hani bazı konularda fikirleriniz zaman zaman değişir, gelgitler yaşarsınız ama karşınızdaki o kadar yakınınızdır ki bu çelişkili hallerinizi bile onunla paylaşırsınız ya, işte Fournier tam da böyle yapıyor. Sizi karşısındaki koltuğa oturtup kendi hikâyesini anlattıkça bu gelgitli fikirler üzerine kafa yoruyor ancak kesin bir karara varamıyorsunuz. Çünkü bir bölümde yalnızlığın çekilmez olduğunu düşünürken başka bir bölümde öyle bir pencere açıyor ki; kafanızın üzerinde yine kararsızlık bulutları dolaşmaya başlıyor. Neredeyse bir sayfada yalnızlığın ceza olduğunu söyleyen Fournier bir diğer sayfada ne kadar keyifliği olduğundan bahsediyor; aslında olaylara tam da bizim yanı başımızdan bakıyor. Değişken doğamıza, kendine has mizahını da elinden bırakmadan ayna tutuyor.
Tek Yalnız Ben Değilim Kitabından Bir Alıntı
“Yalnız kalmak, terk edilmek, unutulmak… Bunların hangisinden daha çok korkuyorum?
Belki de unutulmak en kötüsü.
Yalnız kaldığımda bir yerlerde birinin beni düşündüğünü hayal edebilirim hep.
Terk edildiğimde özlendiğimi, o kişinin yaptığından pişman olduğunu hayal edebilirim.
Unutulduğumda ise hayal edecek hiçbir şey bulamam. Sanki bu dünyada hiç var olmamışım gibi…”
Kesin yargılardan kaçınan, samimi bir dost sohbeti dinlemek isterseniz sizi Fournier’in karşı koltuğuna alalım, çünkü bu anlatı tam da size göre. Keyifli okumalar…