Last Updated on 2 Kasım 2022 by İpek Danış
Rüzgarda Salınan Nilüfer-2016
Bir Arayış ve Fakat Bulamayış Hikâyesi;
“Rüzgârda Salınan Nilüfer”; Seren Yüce’nin yazıp yönettiği, 2016 yılında vizyona girmiş, Türk Alman ortak yapımı bir dram. Başrollerini Songül Öden, Tolga Tekin, Tülay Günal, Eraslan Sağlam’ın paylaştığı film; zengin üst-orta sınıfın çoğunun içinde debelendiği arayış, “sosyalleşme” ve boşluk hissi üzerine güzel bir bakış sunuyor.
Dövüş Kulübü ve Tüketim Toplumunun Bir Eleştirisi
Rüzgarda Salınan Nilüfer Filmi Konusu
30’lu yaşlarda olduğunu tahmin ettiğimiz Handan(Songül Öden) ve Korhan(Tolga Tekin), muhtemelen iyi bir semtte olan lüks evlerinde steril, rutin ve “proje” bir hayat sürmektedirler. Handan sürekli yeni hobilere merak salmakta ancak bazen başlayıp bazen daha başlamadan vazgeçmekte, kocası Korhan da onu pek ciddiye almamaktadır. Çiftin arasında cinsel bir ilişki olmadığı gibi iletişimleri de basmakalıp birkaç cümleden ibarettir. “Yakın” arkadaşları Şermin(Tülay Günal) ve Aykut’la(Eraslan Sağlam) da yüzeysel bir ilişkileri vardır. Handan’ın Şermin gibi yazar olmaya karar vermesi ile bu iki kadının arasındaki iletişim artar. Ancak bu, Şermin için rahatsız edici bir boyuta gelir. Şermin’in Handan’ı küçümseyici tavırları ve lafını esirgememesiyle, Handan’ın da Şermin’i gün geçtikçe daha çok kıskanmasıyla bu arkadaşlık tuhaf bir hal alacaktır.
Filmin samimiyetinde gerek mekânlar gerekse kostümler kullanılarak yaratılan atmosferin etkisi büyük ancak oyunculukların da beni çok etkilediğini belirtmeliyim. Songül Öden tüm benliği ile kafası karışık, sarsak, bir tarafı ile kurnaz, bir tarafı ile saf Handan olurken, Tolga Tekin de çıkarına göre davranan, güzelliğe meraklı, tatminsiz Korhan’ı çok iyi oynamış. Tülay Günal’ın da filmde en makul gibi görünen ancak epey sivri tarafları olan Şermin’in buz gibi hallerini, seyirciyi Handan’dan taraf olmaya mecbur bırakacak şekilde iyi canlandırdığını söylemeliyim.
Handan ve Korhan’ın, henüz on yaşındaki kızları Aleyna da dâhil olmak üzere birbirleriyle yüzeysel, çoğunlukla maddiyata dayalı ilişkisi. Dışarıda yemek yemenin vazife haline geldiği, sosyalleşmenin bir cafe ya da restorana hapsolduğu, herkesin birbirinin ne yaptığı ile fazlaca ilgilendiği ancak gerçekten ne hissettiği, nasıl olduğuna dair bir fikrinin olmadığı benmerkezci yaşamlar. Arka fonda ses olsun diye televizyonun açıldığı, aile bireylerinin telefonu ile ilişkide olduğu ve tek kelime konuşulmayan şık odalar, nicedir kahkahalar yankılanmayan duvarlar. Evde yitirilen heyecanı sosyal medyada arayan adamlar, kadınlar. Son derece lüks döşenen ancak ruh barındırmayan evler. Seren Yüce bu tanıdık hikâyeyi diyaloglarla, olay örüntüsü ile anlatmakla yetinmemiş, öyle bir hava yaratmış ki; bu soğukluk, bu ruhsuzluk içimi ürpertti film boyunca.
Türk Sinemasında LGBTİ+ Bireyleri Anlatan Filmler
Rüzgarda Salınan Nilüfer Filmi Son Söz
Günün sonunda, nilüfer rüzgârda salınmıyor belki ama Handan da, Korhan da belki biz de ne yapacağımızı bilemeden, hâlihazırda yaptıklarımızın da farkında olmadan, bir arayış içerisinde salınıyoruz aslında şu hayatta. Günümüz insanına, ilişkilerine, dinamiklerine, arayışlara ve fakat bulamayışlara dair bir film izlemek isterseniz, kendinizle yüzleşecek cesaretiniz de varsa “Rüzgârda Salınan Nilüfer” şimdi Mubi’de, gösterimde. İyi seyirler…
Bu Yazıyı Beğendiyseniz Bunlar da İlginizi Çekebilir:
