Dışavurumcu Alman Sineması ve En İyi Örnekleri

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
WhatsApp
disavurumcu_alman_sinemasi

Last Updated on 16 Mart 2023 by Aslıhan Demiralay

Dışavurumcu Alman Sinemasının Tarihi

Alman Dışavurumculuğu olarak bilinen Dışavurum akımı esasında Alman topraklarında çıkmamış ve hatta ilk örnekleri de Alman yönetmenler tarafından yönetilmemiştir. Almanlara özgü olarak bilinmesinin sebebi akımın en iyi örneklerinin Alman yönetmelerden tarafından çekilmesidir.

Dışavurumcu Alman sineması dönemin toplumsal, ekonomik ve siyasi haliyle yakından ilgilidir. Birinci Dünya savaşının sonlarına doğru ve bitiminden sonra yenilmiş olan Almanya ülke içinde ve dışında ekonomik ve siyasi sorunlarla karşı karşıya kalmış, büyük bir enflasyon ve işsizlik ile mücadele etmeye çalışıyordu. Ülkede bunlar olurken halk, savaşın getirdiği felaketi hala atlatamamıştı. İnsanlar karamsar ve gelecekten umutsuzlardı. Halk yenilgiyle şok olmuş, savaş cephelerinde büyük Alman halkına güvenen milyonlarca asker ve onların aileleri bu kaygın Alman yöneticilerin suçu olduğuna inandılar. İlerleyen yıllarda yaşamış en büyük canilerden olan Adolf Hitler de bunlardan biriydi.

Ekonomik durum bu haldeyken sinemaya büyük bütçeler ayırmak imkansızdı. Bu sebepten dolayı yaratıcı yönetmenler anlatmak istediklerini sembolizm ve mizansen kullanarak kendi stilleriyle anlatmak zorunda kaldılar. Bu dönem yapıtlarında karanlık ve aydınlık zıtlığı yüksek, abartılı dekor ve kostüm, teatral sayılabilecek abartı oyunculuklar göze çarpmaktaydı.

Naziler iktidara geldikten sonra akımın usta isimleri Birleşik Devletlere kaçarak film üretimine oralarda devam ettiler. Özellikle korku sineması ve Film Noir sinemasının çıkmasına zemin hazırladı.

hayata_rovesata_ceken_adam
Hayata Röveşata Çeken Adam (2022)

Dışavurumcu Alman Sinemasının En İyi Örnekleri

Das Cabinet des Dr. Caligari (Doktor Caligari’nin Muayenehanesi-1920)

Dr. Caligari” filmi, 1920 yılında Almanya’da çekilmiş bir sinema klasiği. Film, bir kasabada gerçekleşen bir dizi cinayetin arkasındaki gerçeği ortaya çıkarmak için bir grup arkadaşın hikayesini anlatır.

Film, Francis adlı bir genç adamın hikayesine odaklanır. Francis, eski arkadaşı Alan ile bir kasabada yaşamaktadır. Kasabada, son zamanlarda birçok cinayet işlenmiştir ve Francis ve Alan, bu cinayetlerin arkasındaki gerçeği öğrenmek için araştırmalar yapmaya başlarlar.

Araştırmaları sırasında, Francis ve Alan, kasabada bir tiyatroda gösterim yapan bir doktor olan Dr. Caligari’yi tanırlar. Dr. Caligari, gösterilerinde bir uyku hali olan bir adamı kontrol eder ve onunla cinayetler işler. Francis ve Alan, Dr. Caligari’nin gerçekte bir psikiyatrist olduğunu ve cinayetleri işlemek için bir hastasını kullandığını keşfederler.

Francis ve Alan, Dr. Caligari’yi suçlu olarak ortaya çıkarırlar ve cinayetlerin gerçek nedeni ortaya çıkar. Sonu ise şaşırtmayla biter.

Film teknik olarak düşük bütçeden dolayı oldukça yaratıcı çekilmiştir. Dekorların çoğunluğu çizilerek ve boyanarak üretilmiştir. Hatta bazı sahnelerde gölge ve ışıklarda resmedilerek üretilmiştir. Sessiz olan bu filmde ara yazılar da kullanılmıştır.

Film, bu konusuyla beraber Almanya’nın yaşadığı karanlığı ve karmaşıklığı anlatır. Ayrıca film hakkında Alman halkının yöneticiler tarafından kandırıldığını ve bu yüzden savaşa gidilip ülkenin yerle bir edildiğini de konu edindiğini söyleyen eleştirmenler vardır ki filmin döneminde de halk tarafında buna benzer bir düşünce yerleşti. Hitler, iktidarında bu filmi yasaklandı.

Dışavurumcu Alman Sinemasının en iyi örneklerinden biri.

das_cabinet_des_dr_cagliari
sinema_tarihinin_ilkleri
Sinema Tarihinin İlkleri
Der Letzte Mann-1924

Film yoksul Almanya’da lüks bir otelin karşılama görevlisi olarak çalışan kapıcının hayatına odaklanıyor. Yoksul bir mahallede yalnız yaşayan kapıcı otelin kendisine verdiği gösterişli ceketi ve bir işi olması sebebiyle kendisini özgüvenli ve mahallesine oranla sınıf atlamış görmektedir. Komşuları da kapıcıya yüksek sınıf gözüyle bakmaktadır. Fakat bir gün kapıcı işinden olur. Sahip olduğu özgüveniyle beraber her şeyi kaybettiğine inanır ve ruhsal olarak çöküntü içine girer. Sahip olduğu gösterişli paltonun aslında onun her şeyi olduğuna inanarak ve bir düğüne katılmak için paltoyu çalarak yanında götürür. Komşuları işsiz kaldığını fark etmesin diye her sabah paltosuyla beraber işe gider gibi evden çıkar. Fakat en sonunda herkes gerçekleri öğrenerek kapıcıyı dışlar.

Film Alman halkının yoksulluğunu ve işsizliğini ince detaylarla aktarıyor. Gösterişli bir palto ve hatta sadece bir işe sahip olmak bile sınıf yükselmek için yeterli bir sebep oluyor. Filmin başrolünde efsane oyuncu Emil Jannings kapıcı rolünü üstleniyor ve harika bir performans sergiliyor. Dışavurumcu Alman Sinemasını temsil eden filmlerden biri.

Filmin yönetmeni F.W. Murnau.

der_letzte_mann_1924
Der letzte Mann-1924
Metrapolis-1927

Film, gelecekteki kapitalist sistemde zengin ve yönetici sınıfın işçileri sömürüsünü ve ortaya çıkan krizi konu edinir. Film bu krizi bir aşkla beraber anlatmaya çalışır. Bu dışavurumcu sinema ilkelerine ters düşse dahi filme gölge düşürmemiştir.  Yüksek binalarla despotik havası olan filmde bilim-kurgu ilkeleri detaylıca işlenmiş ve kendinden sonrakilere ilham oldu. Filmin sonu ise temadan uzak ve ılımlı bittiği için olumsuz eleştirileri üstüne çekti. Ayrıca filmde antisemitizm etkileri olduğuna dair de incelemeler mevcuttur.

    Hitler ve Nazi yetkilileri filmi çok beğendiler. Ayrıca Hitler bizzat Fritz Lang’ı sınırsız bir bütçeyle Nazi propaganda filmleri yapmaya davet etmiş fakat olumsuz cevap almıştır. Ardından Fritz Lang, Birleşik Devletlere kaçsa da Nazi destekçisi etiketi almaktan kaçamadı.

Metropolis Dışavurumcu Alman sinemasının en iyi örneklerinden biri.

3_renk_uclemesi
Kieslowski’nin 3 Renk Üçlemesi
Nosferatu, Eine Symphonie Des Grauens -1922

Nosferatu: A Symphony of Horror, 1922 tarihli bir Alman yapımı korku filmi.

Film Dracula’nın başarılı bir uyarlamasıdır. Yönetmen F.W. Murnau Dracula’nın telif haklarını alamadığı için yeni bir karakterle uyarlamasını çekti. Film, bir ev satıcısı olan Hutter’ın, Count Orlok adında bir vampir olan Nosferatu adlı bir zenginin evi satın alması için gönderilmesi ve orada karşılaştığı korkunç olayları anlatır. Hutter, vampir Nosferatu’nun evine gittiğinde, onun gerçekten bir vampir olduğunu fark eder ve kaçmaya çalışır. Ancak vampir, onu takip eder ve kasabada huzursuzluk yaratır. Hutter, vampirle mücadele etmek için kasabayı uyarmaya ve onu durdurmaya çalışır. Film, vampir mitolojisi üzerine kurulmuş ve klasik vampir filmlerinde kullanılan temaların çoğunu içerir. Aynı zamanda, film, gizemli ve karanlık bir atmosferle, izleyicileri gerçekten korkutmayı amaçlar. Filmde sıkça korku ögesi olarak gölgelere başvurulur.

nosferatu_1922
en_cok_oscar_kazanan_yonetmenler
En Çok Oscar Kazanan Yönetmenler
M-1931

Listemizin sonunda yer alsa da en önemli filmlerden biri olan M’ ilk seri katil filmi diyebiliriz. M, 1931 tarihli bir Alman yapımı suç filmi. Film, bir seri katilin, Berlin’de birçok çocuğu öldürdüğünü anlatır. Katil, çocukların katledilmelerinden sonra mektuplar yazmakta ve polislere ipuçları vermektedir. Polis, katilin kim olduğunu bulmak için çalışırken, katil aynı zamanda birçok başka suç işler. Halk, katili bulmak adına mafyaya başvurur. Filmin sonunda ise uzun bir tiratla ve günümüzde de geçerli olan ahlaki sorularla karşı karşıya kalırız.

Lang bu filmiyle hem suç filmleri arasında kaynak bir film yaratmış hem de ilgili dönemdeki Almanya’nın minimalist bir portresini de çıkartmıştır. Halk suçluyu bulmak için mafyalara başvuruyor, seri katil yakalanamıyor, polisler kendilerini tekrar ederek birbirine benzeyen insanların peşine düşüyor…

Ayrıca M hem sesli hem de çağdaşlarına kıyasla dahiyane kamera hareketlerine sahip bir baş yapıt.

Bu Yazıyı Beğendiyseniz Bunlar da İlginizi Çekebilir:
sinema_akimlari
Sinema Akımları ve Sinema Akımlarının En Güzel Örnekleri
sinema_terimleri
Sinema Terimleri
avantgarde_sinema_nedir
Avantgarde Sinema Nedir?

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
WhatsApp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir