Last Updated on 25 Şubat 2025 by Aslıhan Demiralay
En İyi Protest Filmler
Protest Filmler. Günümüzün karışık gündeminde bir şeyleri protesto edebilmek bir lüks haline gelebilse de sanat yoluyla yapılmış örnekleri var. Bir soruna parmak basmak bazen bir hiç duyulmamış bir sorunu dile getirmek de sinemanın, sanatın işlevlerinden biri haline gelebiliyor. Bu sebeple en iyi protest filmler listesi yapmak gereği duyduk. İşte en iyi protest filmler:
Protest film, toplumsal, siyasi veya ekonomik adaletsizliklere karşı eleştirel bir duruş sergileyen ve değişim çağrısı yapan filmleri tanımlayan bir terimdir. Bu tür filmler, genellikle ırkçılık, savaş, insan hakları ihlalleri, yoksulluk, çevre sorunları ve hükümet baskısı gibi konulara odaklanır.
Protest Filmlerinin Özellikleri
- Eleştirel Bir Mesaj İçerir: Toplumda yanlış giden bir durumu ele alır ve izleyiciyi bilinçlendirmeyi amaçlar.
- Gerçek Olaylardan Esinlenir: Çoğu protest filmi, tarihi olaylardan veya gerçek sorunlardan ilham alır.
- Güçlü Görsellik ve Anlatım Kullanır: Şok edici, düşündürücü veya sembolik sahnelerle mesajını daha etkili şekilde iletmeye çalışır.
- Sansür veya Yasaklarla Karşılaşabilir: Bazı protest filmler, hükümetler veya sansür kurulları tarafından yasaklanabilir veya kısıtlanabilir.
İlgili Yazı: En İyi Politik Filmler
Do the Right Thing (Doğruyu Seç/1989)
Do the Right Thing, 1989 yılında Spike Lee tarafından yazılıp yönetilen ve yapımcılığı üstlenilen bir Amerikan komedi-drama filmi. Film, Brooklyn’in Bedford–Stuyvesant semtinde bir yaz gününde artan ırksal gerilimleri ve bu gerilimlerin trajik sonuçlarını ele alır.
- Spike Lee – Mookie (Pizzacıda çalışan genç)
- Danny Aiello – Sal (Pizzacı sahibi)
- Ossie Davis – Da Mayor (Mahallenin yaşlı sakini)
- Ruby Dee – Mother Sister (Mahalle sakini)
- Giancarlo Esposito – Buggin’ Out (Aktivist genç)
- John Turturro – Pino (Sal’ın oğlu)
- Samuel L. Jackson – Mister Señor Love Daddy (Radyo DJ’i)
- Martin Lawrence – Cee (Mookie’nin arkadaşı)
Spike Lee, filmi yazıp yönetmenin yanı sıra başrolde de yer aldı. Film, Brooklyn’in gerçek mekanlarında çekilerek otantik bir atmosfer yaratıldı. Lee, ırksal gerilimleri ve toplumsal dinamikleri derinlemesine inceleyerek, izleyicilere düşündürücü bir hikâye sundu.
Film, Brooklyn’in Bedford–Stuyvesant semtinde yılın en sıcak gününde geçer. Sal’ın Pizzacısı, mahallenin buluşma noktasıdır. Mookie, burada çalışan genç bir Afrikalı-Amerikalıdır. Sal’ın duvarında sadece İtalyan-Amerikalı ünlülerin fotoğraflarının asılı olması, Buggin’ Out’un tepkisini çeker ve bu durum mahalledeki ırksal gerilimleri tetikler. Gün ilerledikçe, sıcaklık ve tansiyon artar, sonunda trajik olaylara yol açar.
“Do the Right Thing”, En İyi Özgün Senaryo dalında Akademi Ödülü’ne aday gösterildi. Ayrıca, Los Angeles Film Eleştirmenleri Derneği tarafından En İyi Müzik ödülüne layık görüldü. Film, 1999 yılında Ulusal Film Arşivi’ne seçilerek kültürel, tarihî ve estetik açıdan önemli filmler arasında yerini aldı. IMDb’de 8.0/10 puanıyla değerlendirilen film, eleştirmenler ve izleyiciler tarafından büyük beğeni topladı.
“Do the Right Thing”, ırkçılık, toplumsal adalet ve insan ilişkileri konularını cesurca ele alarak, sinema tarihinde önemli bir yer edindi. Film, ırksal gerilimlerin ve önyargıların yıkıcı etkilerini gözler önüne sererek, izleyicilere empati ve farkındalık kazandırdı. Spike Lee’nin yenilikçi anlatım tarzı ve güçlü karakterleri, filmi kültürel bir mihenk taşı haline getirdi. En iyi protest filmlerden biri hiç kuşkusuz Do The Right Thing.
Che (2008)
Che (2008), yönetmen Steven Soderbergh tarafından iki bölüm halinde çekilen ve Ernesto “Che” Guevara’nın hayatını anlatan biyografik bir film. Başrolde Benicio del Toro, Che Guevara’yı canlandırıyor.
- Benicio del Toro – Ernesto “Che” Guevara
- Demián Bichir – Fidel Castro
- Rodrigo Santoro – Raúl Castro
- Catalina Sandino Moreno – Aleida March
- Franka Potente – Tamara Bunke (Tania)
Film, “Che: Part One” ve “Che: Part Two” olmak üzere iki bölümden oluşur. İlk bölüm, Küba Devrimi’ne odaklanırken, ikinci bölüm Che’nin Bolivya’daki faaliyetlerini ve ölümünü ele alır. Soderbergh, filmi daha gerçekçi kılmak için elde kamera teknikleri ve doğal ışık kullandı. Çekimler İspanya, Porto Riko ve Meksika gibi farklı mekanlarda gerçekleştirildi.
“Che: Part One”, 1956’da Fidel Castro liderliğindeki 82 isyancının Küba’ya çıkmasıyla başlar. Arjantinli doktor Ernesto “Che” Guevara, kısa sürede gerilla savaşının önemli bir figürü haline gelir ve Batista rejimini devirmek için mücadele eder.
“Che: Part Two” ise, Küba Devrimi’nden sonra Che’nin Bolivya’da devrimci hareketi başlatma çabalarını anlatır. Burada yerel halkın desteğini kazanmaya çalışırken, Bolivya ordusu ve CIA’in hedefi haline gelir. Film, Che’nin yakalanması ve infaz edilmesiyle son bulur.
Benicio del Toro, 2008 Cannes Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandı. Film, En İyi Sinematografi dalında Bağımsız Ruh Ödülleri’ne aday gösterildi. IMDb’de her iki bölüm de 7.2/10 puanına sahiptir.
“Che”, tarihsel bir figürün karmaşık portresini sunarak, izleyicilere devrimci idealler ve gerçekler üzerine düşünme fırsatı verir. Film, Soderbergh’in cesur anlatım tarzı ve del Toro’nun etkileyici performansıyla dikkat çekti.
Milk (2008)
Milk (2008), yönetmen Gus Van Sant tarafından çekilen ve senaryosunu Dustin Lance Black’in yazdığı bir Amerikan biyografik drama filmi. Film, Amerika Birleşik Devletleri’nde açıkça eşcinsel olduğunu beyan eden ve kamu görevine seçilen ilk kişi olan Harvey Milk‘in yaşamını anlatır. Başrolde Sean Penn, Harvey Milk’i canlandırırken, Emile Hirsch, Josh Brolin, Diego Luna ve James Franco gibi isimler de önemli rollerde yer alır.
Milk, Harvey Milk’in hayatını ve özellikle San Francisco Şehir Meclisi’ne seçilme sürecini detaylı bir şekilde ele alır. Film, 1970’lerin San Francisco’sunun atmosferini yansıtmak için dönemin gerçek mekanlarında çekildi. Yönetmen Gus Van Sant, Milk’in hikâyesini otantik bir şekilde sunmak amacıyla arşiv görüntüleri ve yeniden canlandırmaları ustalıkla birleştirdi.
Film, Harvey Milk’in 40 yaşında New York’tan San Francisco’ya taşınmasıyla başlar. Burada, Castro semtinde bir fotoğraf dükkânı açar ve yerel LGBT topluluğunun hakları için mücadele etmeye başlar. Siyasi kariyerine atılan Milk, birçok başarısız denemenin ardından 1977’de San Francisco Şehir Meclisi’ne seçilir. Ancak, görev süresi kısa sürer; 1978’de meslektaşı Dan White tarafından öldürülür. Film, Milk’in aktivizmini, kişisel yaşamını ve trajik ölümünü derinlemesine işler.
“Milk”, eleştirmenler ve izleyiciler tarafından büyük beğeni toplamış ve birçok ödül kazandı. 81. Akademi Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu (Sean Penn) ve En İyi Özgün Senaryo (Dustin Lance Black) dallarında Oscar kazandı. Ayrıca, En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Josh Brolin) dahil olmak üzere toplamda sekiz dalda adaylık elde etti. Film, AFI Yılın Filmi Ödülü ve San Francisco Film Eleştirmenleri Birliği En İyi Film Ödülü gibi prestijli ödüllere de layık görüldü. IMDb’de 7.5/10 puanıyla değerlendirilen film, geniş bir izleyici kitlesi tarafından takdir edildi.
Milk, LGBT hakları hareketinin önemli bir figürü olan Harvey Milk’in hayatını beyaz perdeye taşıyarak, toplumsal farkındalığı artırdı. Film, eşitlik ve insan hakları konularında ilham verici bir anlatı sunarak, izleyicilere umut ve cesaret aşıladı. Sean Penn’in etkileyici performansı ve Gus Van Sant’ın duyarlı yönetimi sayesinde, “Milk” sinema tarihinde önemli bir yer edindi.
Bir Terör Filmi: Der Baader Meinhof (2008)
Almanya’dan bir protest film. 60’lı ve 70’li yıllarda Almanya’da faaliyet gösteren Kızıl Ordu fraksiyonu bir grubun doğuşu ve faaliyetleri. Bombalama, adam kaçırma, infaz ve hırsızlık eylemlerine girişen grubun liderleri Ulrike Meinhof ve Andreas Baader’in hikayeleri. Yakalandıktan sonra bir gece üst düzey güvenlikli bir hapishanede intihar etmeleri (aynı gece ) de derin devlet infazlarını akla getiriyor. Gerçek bir olayın etkileyici anlatımı. Uli Edel’in yönettiği filmde Martina Gedeck, Moritz Bleibtreu, Johanna Wokalek ve Alexandra Maria Lara baş rolde. En iyi yabancı film Oscar ödülüne aday olan filmin IMDB puanı: 7,4.
Özgürlük Çığlığı (Cry Freedom/1987)
Güney Afrika’da ki Apartheid rejimi dönemini anlatan epik film. Güney Afrikalı siyah aktivist Steve Biko ve arkadaşı Donald Woods ‘un gerçek hikayelerinden uyarlama. Richard Attenborough’un yönettiği filmin baş rollerinde Denzel Washington, Kevin Kline ve Josette Simmon yer alıyor. En iyi yardımcı erkek oyuncu, en iyi şarkı ve en iyi müzik dallarında Oscar’a aday olan filmin IMDB notu: 7,4. Film Donald Woods’un kitabından uyarlama.
Film hakkında konuşurken Steve Biko hakkında bilgi vermeden olmaz. 1946 yılında doğan Biko tıp fakültesinde öğrenciyken ırkçılığa karşı eylemlere katıldı. Siyah Bilinç Hareketi’ni kurdu.1973 yılında yasaların sertleşmesi ile faaliyetleri tamamen yasaklandı.1976’da 700 orta okul ve lise öğrencisinin rejim protestoları nedeni ile öldürülmesini protesto eden eylemlere girişti.1977’de polis tarafından tutuklandı ve açlık grevi nedeni ile öldüğü açıklansa da başındaki yaralar soru işaretleri doğurdu. Bu olay sonunda kimse ceza görmedi. Steve Biko1977 yılında öldüğünde henüz 31 yaşındaydı.
V for Vendetta-2005
Tam olarak bilinmeyen bir tarihte (günümüz gibi ama tam tarihi bilemiyoruz) totaliter bir rejimin geçerli olduğu Birleşik Krallık’ta geçiyor film. Rejimin sonunu getirmek isteyen, isyankar Guy Fawkes maskesi takan bir adam ve bir genç kız. V ismini kullanan kahramanımız İngiliz Meclis binasını havaya uçurmayı düşünür. James McTeigue’in yönettiği filmde Hugo Weaving ve Nathalie Portman baş rolde. Lily ve Lana Wachowski’nin senaryosunu yazdığı yapımın IMDB notu:8,2. Filmle ilgili daha ayrıntılı bilgi için tıklayın..
Andrey Rublev (Andrei Rublev/1966)
Rusya’dan bir başyapıt.Tabi filmin çekildiği dönemde Sovyet Soyalist Cumhuriyetleri Birliği. Andrei Tarkovsky’nin senaryosunu Andrey Konchalovskiy ile birlikte yazdığı ve Tarkovsky’nin yönettiği film ünlü ikona ressamı Andrei Rublev’in hayatından esinleniyor. Her ne kadar bir ressamın hayatını anlatan bir film gibi görünse de aslında Ortaçağ Rusya’sının bir tasvir ediyor. Film aynı zamanda zulüm ve teknoloji karşısında sanatsal özgürlük hakkında bir manifesto aynı zamanda. Anatoliy Solonitsyn, Ivan Lapikov ve Nikolay Grinko baş rollerde yer alıyor. Siyah-beyaz çekilen filmde sadece ikonalar renkli gösteriliyor. Özellikle kilise çanlarının nasıl yapıldığını gösteren sahne son derece etkileyici. Filmin IMDB puanı:8,1.
Potemkin Zırhlısı (Bronenosets Potemkin/1925)
Sergei M. Eisenstein ‘in yönettiği ve Nina Agadzhanova’nın senaryosunu yazdığı klasik film. Aleksandr Antonov, Vladimir Barskiy ve Grigoriy Aleksandrov’un baş rollerde yer aldı. Potemkin Zırhlısı ayaklanması olarak bilinen gerçek olaydan konusunu alan film. 1905 yılında Potemkin isimli geminin mürettebatının gemide ki dayanılmaz şartlara isyan etmesi ve sonrasında ki olaylar anlatılıyor. Filmin IMDB puanı: 8,0.

Malcolm-X (1992)
Amerikalı siyahi müslüman lider Malcolm X’in yaşamı. Asıl adı Malcolm Little olan Malcolm X’in gençlik yıllarından itibaren hayatının anlatan film, daha sonra ceza evinde ki yaşamı ve orada Elijah Muhammed ile tanışması ile devam ediyor. Cezaevinde İslamla tanışan Malcolm X daha sonra siyahi bir lider figürü haline geldi. Elijah Muhammed’le temel konularda anlaşamayıp yollarının ayırdıktan sonra kendi başına yoluna devam etmesi filmin ayrıntıları ile anlatılan hikayeleri arasında. Hak arayan bir çok aktivist ve eylemcinin başına gelen maalesef Malcolm’un da başına gelir ve 1965 yılında bir suikaste kurban gider. Yönetmenliğini Spike Lee ‘nin yaptığı film Alex Haley’in kitabından uyarlama. Denzel Washington, Angela Basset ve Albert Hall baş rollerde yer alıyor.
En iyi aktör ve iyi kostüm dallarında Oscar’a aday olan filmin imdb puanı:7,7.
Ömer Muhtar: Çöl Aslanı (Lion of the Desert/1980)
1929 yılında İtalyanların işgali altındaki Libya’da Ömer Muhtar isimli bir öğretmenin destansı baş kaldırısı. Benito Musolini 1922’de iktidara geldikten sonra Büyük Roma hayalini gerçekleştirmek için bir politika gütmeye başlar. Rodolfo Graziani komutasındaki İtalyan askerleri Libya’da kapsamlı bir işgale başlar ve direniş de kendi başına örgütlemeye başlar. Moustapha Akkad’ın yönettiği filmde Ömer Muhtar’ı Anthony Quinn canlandırırken Mussolin’iyi Rod Steiger ve Graziani’yi Oliver Reed canlandırıyor. 1982 yılında İtalyan Hükümeti tarafından yasaklanan filmin, sonra ki yıllarda gösterimine izin verildi. IMDB notu:8,4.
Ölümsüz (Z/1969)

Şiddetli bir eylem sırasında önde gelen bir politikacı ve bir doktorun öldürülmesi üzerine yetkililer olayı ört bas etmeye çalışır. Ancak inatçı bir hakim bu olayın üzerinin kapatılmasına izin vermemeye kararlıdır.
Duayen sinemacı Costa Gavras’ın yönettiği filmin senaryosu Vassilis Vassilikos’un romanına dayanıyor. Irene Papas, Yves Montand, Jean-Louis Trintignant baş rolde.
En iyi kurgu ve en iyi yabancı film dallarında Oscar Ödülü alan film toplamda 5 adaylık elde etti. IMDB puanı: 8,2.
Joker (2019)
Todd Phillips tarafından yönetilen ve Joaquin Phoenix’in başrolünde olduğu Joker (2019), yalnızca bir çizgi roman uyarlaması değil, aynı zamanda toplumun dışladığı bireylerin psikolojisini ele alan derin ve karanlık bir karakter incelemesi. Film, Taxi Driver ve The King of Comedy gibi klasiklerden ilham alarak, Gotham’ın en ünlü suçlusunun dönüşümünü benzersiz bir şekilde ele alır.
- Joaquin Phoenix – Arthur Fleck / Joker
- Robert De Niro – Murray Franklin
- Zazie Beetz – Sophie Dumond
- Frances Conroy – Penny Fleck
- Brett Cullen – Thomas Wayne
Joaquin Phoenix’in performansı, Joker karakterine yeni bir boyut kazandırdı ve ona En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazandırdı.

İlgili Yazı: Tarihe Geçen Protesto Eylemleri
Film, 1970’lerin ve 80’lerin psikolojik gerilim filmlerinden esinlenerek hazırlandı. Gotham şehrinin atmosferi, New York’un o dönemdeki karanlık ve suç dolu sokaklarını yansıtacak şekilde tasarlandı. Todd Phillips ve ekibi, çizgi roman uyarlamalarından farklı olarak, Joker’in kökenini gerçekçi bir şekilde anlatmayı tercih etti. Filmin düşük bütçesi (yaklaşık 55 milyon dolar) olmasına rağmen, dünya çapında 1 milyar dolardan fazla gişe geliri elde ederek büyük bir ticari başarıya imza attı.
Film, başarısız bir stand-up komedyeni olan Arthur Fleck’in toplum tarafından dışlanmasını ve giderek Joker’e dönüşmesini anlatır. Arthur, annesiyle birlikte yaşayan, zihinsel rahatsızlıkları olan bir adamdır. Hayatı boyunca hor görülmüş, şiddete ve ihmal edilmeye maruz kalmıştır.
Arthur’un psikolojik çöküşü, toplumun acımasızlığı ve kişisel travmalarının birleşimiyle giderek derinleşir. Bir gün üç adamı öldürdüğünde, Gotham’daki sistem karşıtı isyanların sembolü haline gelir ve nihayetinde Joker kimliğini benimser.
Joker, vizyona girdiğinde hem övgü hem de tartışmalara neden oldu. Bazı eleştirmenler filmi şiddeti romantize etmekle suçlarken, diğerleri toplumun ruh sağlığına duyarsızlığını cesurca ele aldığını savundu.
Phoenix’in performansı, filmin en güçlü yönlerinden biri olarak öne çıktı. Film ayrıca, Gotham’ın yozlaşmış sistemini eleştirerek sınıf ayrımcılığı ve sosyal adaletsizlik konularına dikkat çekti.
Sonuç olarak, Joker sadece bir süper kahraman filmi değil, modern toplumun dışlanmış bireylerini ve sistemin çöküşünü anlatan güçlü bir psikolojik dram olarak sinema tarihindeki yerini aldı.
En iyi protest filmlerden biri.
La Haine (Nefret/1995)
Fransız yönetmen Mathieu Kassovitz’in 1995 yılında yönettiği La Haine (Nefret), banliyö gençlerinin hayatını ve Fransız toplumundaki sınıf ayrımını sert bir dille ele alan kült bir film. Çarpıcı siyah-beyaz görüntüleri ve sert gerçekçiliğiyle, polis şiddeti ve toplumsal dışlanma gibi evrensel konulara ışık tuttu.
- Vincent Cassel – Vinz
- Hubert Koundé – Hubert
- Saïd Taghmaoui – Saïd
- Benoît Magimel – Benoît
- Karin Viard – Gazeteci
Vincent Cassel’in kariyerinde büyük bir sıçrama yapmasını sağlayan film, ana karakterler Vinz, Hubert ve Saïd’in bir gün boyunca yaşadığı olayları takip eder.
Mathieu Kassovitz, bu filmi 1993’te Makomé M’Bowolé adlı bir gencin polis tarafından öldürülmesinden ilham alarak yazdı. Filmin gerçekçiliğini artırmak için, oyuncuların birçoğu Fransız banliyölerinde yetişmiş gençlerden seçildi.
Film, Fransa’nın varoşlarında (banliyölerinde) çekilmiş ve düşük bütçeyle tamamlandı. Siyah-beyaz tercih edilerek, şiddet ve umutsuzluk daha güçlü vurgulandı.
Film, Fransa’nın banliyölerinde yaşayan üç genç – Yahudi Vinz, Arap Saïd ve Afrikalı Hubert – etrafında şekillenir. Bir polis sorgusu sırasında arkadaşları Abdel’in ağır yaralanmasının ardından, karakterler öfke ve adalet arayışı içinde Paris sokaklarında dolaşmaya başlar.
Vinz, bir polisin kaybettiği silahı bulur ve intikam almayı düşünür. Ancak, üç arkadaşın yolları boyunca karşılaştıkları olaylar, şiddetin ve nefretin kısır döngüsünü daha da derinleştirir. Film, gerilim dolu final sahnesiyle unutulmaz bir etki bırakır.
La Haine, Cannes Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü kazanarak büyük yankı uyandırdı. Film, Fransa’daki göçmenler, polis şiddeti ve banliyö gençlerinin karşılaştığı sorunları sinematik bir başkaldırıyla gözler önüne serdi.
Günümüzde hâlâ geçerliliğini koruyan film, hem Avrupa’da hem de dünyada toplumsal adaletsizlik ve ırkçılık üzerine en güçlü sinema eserlerinden biri olarak kabul edilir. En iyi protest filmlerden biri.
Matewan (1987)
Matewan (1987), yönetmen John Sayles tarafından yazılıp yönetilen ve başrollerinde Chris Cooper, James Earl Jones, Mary McDonnell ve Will Oldham’ın yer aldığı bir Amerikan drama filmi. Film, 1920’lerde Batı Virginia’daki Matewan kasabasında yaşanan gerçek bir madenci grevini ve bu süreçte işçilerin sendikalaşma mücadelesini anlatır.
- Chris Cooper – Joe Kenehan (Sendika organizatörü)
- James Earl Jones – Few Clothes Johnson (Deneyimli Afrikalı-Amerikalı madenci)
- Mary McDonnell – Elma Radnor (Pansiyon sahibi)
- Will Oldham – Danny Radnor (Genç madenci ve Elma’nın oğlu)
- David Strathairn – Şerif Sid Hatfield (Kasabanın şerifi)
Film, Batı Virginia’nın kömür madeni bölgelerinde çekildi. Yönetmen John Sayles, dönemin atmosferini ve işçilerin yaşadığı zorlukları gerçekçi bir şekilde yansıtmak için titiz bir araştırma yaptı.. Siyah-beyaz yerine renkli çekilen film, dönemin kasvetli havasını ve madencilerin zor yaşam koşullarını etkileyici bir şekilde sunar.
1920’de Batı Virginia’nın Matewan kasabasında, kömür madencileri düşük ücretler ve kötü çalışma koşulları nedeniyle greve giderler. Şirket, grevi kırmak için Afrikalı-Amerikalı ve İtalyan göçmen işçileri işe alır. Sendika organizatörü Joe Kenehan, farklı etnik gruplardan gelen işçileri bir araya getirerek birlik olmalarını sağlamaya çalışır. Ancak şirketin baskıları ve kasabaya gönderilen silahlı dedektifler, gerilimi tırmandırır ve çatışmalara yol açar.
Matewan, 1988 yılında En İyi Görüntü Yönetimi dalında Oscar’a aday gösterildi. Ayrıca, Bağımsız Ruh Ödülleri’nde En İyi Sinematografi ödülünü kazandı ve En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (James Earl Jones) ve En İyi Senaryo dallarında adaylıklar elde etti. Film, 2023 yılında Ulusal Film Arşivi’ne seçilerek kültürel, tarihsel ve estetik açıdan önemli filmler arasına dahil edildi. IMDb’de 7.9/10 puanıyla değerlendirilen film, eleştirmenler ve izleyiciler tarafından takdir edildi.
Matewan, işçi hakları, sendikalaşma ve toplumsal dayanışma temalarını derinlemesine ele alarak, izleyicilere tarihsel bir perspektif sunar. Film, işçi hareketlerinin zorluklarını ve emekçilerin dayanışmasının önemini vurgulayarak, sosyal adalet ve eşitlik konularında farkındalık yarattı. Ayrıca, John Sayles’ın yönetmenlik kariyerinde önemli bir yer tutan film, bağımsız sinemanın değerli örneklerinden biri olarak kabul edilir.
O kadar çok eksik var ki iyi aaştırlmadan yapılmış bir liste olmuş. Bir örnek sadece Costa-Gavras’ın “Z”si nerede?
Listeleri hazırlarken yerli ve yabancı kaynakları tarayarak hazırlıyoruz. Listede eksik filmler yada sizin olmasını istediğiniz filmler olmayabilir, ancak iyi araştırılmamış eleştirisine katılmıyoruz. Filmlerle ilgili bilgiler bir çok yerden teyit ediliyor.İlginize teşekkür ederiz.