Last Updated on 8 Aralık 2022 by Aslıhan Demiralay
The End Of The Tour (Yolun Sonu)-2015
“Teknoloji her geçen gün daha ileri gidiyor ve yalnız başına oturma zevki giderek daha kolay ve pratik hale geliyor. Bizi sevmeyip paramızı isteyen kişilerin bize sunduğu görüntülerle oyalanıyoruz. Düşük dozlarda sorun yok ama beslenmenin temelini oluşturuyorsa, insanı öldürür bu.”
“The End Of The Tour”, yani “Yolun Sonu”; yönetmenliğini James Ponstoldt’un yaptığı, senaryosunu Donald Margulies’in yazdığı, esas olarak David Lipsky’nin “Although Of Course You End Up Becoming Yourself” kitabından uyarlanan 2015 yapımı bir Amerikan filmi. Başrollerini Jason Segel ile Jesse Eisenberg’in paylaştığı film, ünlü Amerikalı yazar David Foster Wallace’ın hayatından bir kesit anlatıyor. Wallace, “Infinite Jest” adlı romanı ile Time Dergisi tarafından “Tüm zamanların en iyi 100 kitabı” listesine seçilmiş bir yazar.
The End Of Tour Filmi Konusu
David Foster Wallace (Jason Segel) 1996’da yeni çıkan ve okuyucular arasında adeta fırtınalar estiren “Infinite Jest” kitabını tanıtmak amacıyla bir tura çıkar, muhabir David Lipsky (Jesse Eisenberg) ise röportaj yapmak için, ona bu turun beş gününde eşlik eder. Bu edebi film, işte bu beraber geçirilen beş günü ve iki adam arasında kurulan bağı konu alıyor.
İlgili Yazı : Cafe de Flore (2011)
Film aslen bir yönüyle biyografi, ancak yazarın hayat hikâyesini bize baştan sona anlatmıyor. Wallace’ın David’in sorularına verdiği cevaplar, aralarında geçen diyaloglar, bu beş günlük tur sırasında yaşananlara Wallace’ın verdiği tepkiler, paylaştığı fikirler aracılığı ile tanıyoruz onu. Bu açıdan keyifli, doğal ve akışta bir film olduğunu söyleyebilirim. Bu beş gün, biri “çok bilinen” diğeri “az bilinen” iki yazar arasında zaman zaman gerilim, rekabet hatta ilkel biçimde kıskançlığa da sahne oluyor ve bu seyirciye çok doğal biçimde yansıtılıyor.
The End Of The Tour, yazarın aforizmaları ile dolu. Günümüzün “mutluluk” kavramına dair fikirleri, kitapların insanı yalnızlıktan kurtarmak için var olduğunu düşünmesi, insanlardaki boşluk hissini irdelemesi izleyiciyi de bu kavramlar üzerinde düşünmeye itiyor. Filmi, yazarın 2006 yılında, henüz 46 yaşında kendi yaşamına son verdiğini bilerek izlemek de bazı sahnelerde boğazınızın düğümlenmesine sebep oluyor. Hikâyenin bir yerinde Wallace; “Temelde herkes gibi olduğum düşüncesi belki de bir yazar olarak sahip olduğum en değerli şey” diyor. Fakat yine de insan; bu kadar zeki, yaratıcı, duyarlı, toplumun ilerisinde düşünen birinin nasıl bu kadar naif olabildiğine şaşırıyor. Filmi izlerken, yazarın intihar nedenlerine dair izler sürmek yerine onu hepimiz gibi, insani yönleri ile tanımayı seçiyoruz. Wallace’ın büyük beklentiler içine girmek yerine sadece hayattan biraz zevk almaya çalışan, kendi halinde, egosuz halleri içimizi ısıtıyor.
The End Of Tour Filmi Son Söz
Bol diyaloglu, edebi yanı ağır basan, sade filmlerden hoşlanıyorsanız “Yolun Sonu”nu izlemenizi tavsiye ederim. Okumayı sevenlerin, filmi zaman zaman durdurup Wallace’ın aforizmalarını not alacaklarına eminim. The End Of The Tour şimdi Puhu Tv’de, keyifli seyirler!